Ayvalık Halkı Zeytinlikleri Korumakta Kararlı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğinin Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından, Ayvalık’ta tepkiler dinmek bilmiyor. Ayvalık’ta da, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kent Konseyi, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle, zeytin üreticilerinin katılımıyla, “Haydi Ayvalık hep birlikte zeytinime dokunma” diyoruz sloganıyla Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı.
09 Mart 2022 - 15:14 - Güncelleme: 09 Mart 2022 - 15:47
Bu topraklarda hep var olmuştur
Yüzlerce zeytin fidanının dağıtımının da yapıldığı etkinlikte kalabalığa seslenen ve tepkisini
dile getiren Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Mübadele öncesi ve sonrasında bu
topraklarda zeytin ağacı, zeytin ve zeytinyağı her zaman var olmuştur, biz bu emaneti
atalarımızdan nasıl aldıysak, gelecekteki kuşaklara da öyle teslim edeceğiz. Hatta üzerine yeni zeytin fidanları dikerek, iki milyon olan zeytin ağacı sayımızı üç milyona, beş milyona
çıkararak yeni zeytinlik alanları yaratarak Zeytinin başkenti Ayvalık olarak örnek
gösterileceğiz. Bunu sizlerle geçimini zeytinden zeytinyağından sağlayan üreticilerle el ele
kol kola birlikten güç doğar sloganıyla gerçekleştireceğiz” dedi. Zeytinliklerin gece yarısı sessizce çıkarılan yönetmeliklerle yok edilmesine el birliğiyle karşı çıkacaklarını vurgulayan Başkan Ergin, üreticinin, ekmeği, aşı ve geçim kaynakları olan zeytinlikleri üç beş maden çetesine teslim etmeyeceklerini söyledi. Dünyada zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasını mümkün kılan tek ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Belediye Başkanı Mesut Ergin, buna izin vermeyeceklerini belirtti. Başkan Ergin konuşmasını şöyle sürdürdü.
Zeytin Ayvalık mutfağında başroldedir
Bin yaşında bir anıt zeytin ağacı bin yıldır meyve veriyor. Şu an başlayıp bin yıl devam
edeceğiniz başka bir hayat var mı dünya üzerinde. Zeytin sadece bir ağaç değil, nesillerden
nesillere aktarılan bir kültür mirasıdır. Zeytin Ayvalık mutfağında her zaman başroldedir.
Ayvalık’ta her evin girişinde “hayat altında” mutlaka bir zeytinyağı küpü olur. O bizim
çocukluğumuzun kokusudur. Sadece koku değil bir hayatın bir kültürün sembolüdür. Hatırası ve heyecanıdır. Zeytin bir yıl var bir yıl yoktur, bunların hepsi kültürün birer parçasıdır.Zeytini katletmek, bir kültürü bir medeniyeti katletmektir. Sadece on yıl boyunca çalışıp doğayı talan edecek, insanlığa ve tüm yaşama zarar verecek bir maden için zeytinliklerimiziböyle bir bereketi feda edemeyiz buna kimsenin hakkı yok. Zeytinlik, olduğu ortamda zeytinliktir. Zeytinliği taşıyacağınız yer yoktur. Varsa zaten orası da zeytinlik yapılmıştır.
Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok
açıktır. Asırlık zeytin kesildikten sonra rehabilite edileceği taahhüdünün gerçekle bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır. Zeytin bulunduğu yerdeki köylünün, çiftçinin, çevre halkının geçim kaynağıdır. Köylüler zeytin geliri ile çocuklarını okutur, evlendirir. Ülkemizdeki yüz binlerce çiftçinin yaşamı yalnızca zeytine bağlıdır. Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle Danıştaya Anayasamızın koruma kalkanına rağmen çıkarılan yönetmelik için yürütmeyi durdurma ve iptal davamızı açtık sonuna kadar da hep birlikte takipçisi olacağız.
Yapılan düzenleme kanuna aykırı
Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun da konuşmasında bakanlığın aldığı kararın
kaldırılacağı güne kadar tepkilerini sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Daha önce yedi
kez denenip, yükselen toplumsal tepki ile geri çekilen, zeytinliklerin imara açılması
düzenlemelerinin, bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, bir başka amaçla;
ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak gerekçe gösterilerek yeniden gündeme getirilmesinin
kabul edilmez olduğunu ifade eden Coşkun, “Çevre Kanunu’nda belirtilen ikinci maddenin
açıklamasında; faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre
kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişilerin
tarifi yapılmıştır. Dünyada birçok ülke, iklim ve gıda krizi ile mücadele için elektrik
ihtiyacının karşılanmasında kömür yakıtlı termik santralleri terk edip, yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelirken, ülkemizde tarım, orman, mera ve zeytinlik araziler taş ve maden
ocaklarıyla tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile Zeytinlikleri
yasa dışı yollarla tahrip etmekte ve el koymakta olan madencilik sektörünün hukuksuz
müdahalelerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmaktadır” dedi.
Kamu yararı lafı beylik gerekçe “Kamu yararına kim hangi bilimsel verilere dayanarak karar vermektedir?” diyerek tepkisini dile getiren Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, şöyle konuştu: “Kent Konseyi Gelecek nesillerin “yararı” nasıl dikkate alınacaktır? Oldukça muğlak olan “Kamu yararı” kavramı doğal alanların ve tarım arazilerinin, zeytinliklerin amacı dışına çıkarılmasında son yıllarda sıkça kullanılan fakat halkta karşılığı olmayan beylik
gerekçelerdendir. İklim krizine neden olan, karbon emisyonunu artıran fosil yakıt üretimi için, yaprak dökmediğinden neredeyse tüm yıl boyunca oksijen yayan asırlık zeytin ağaçlarının nakledilmesi, kuruma riskini ve birkaç yıl verim alamamayı birlikte getirecektir. Tarım,orman ve mera arazilerinin, zeytinliklerin tarım dışına çıkarılmasında artık bir araç haline gelmiş olan “Kamu Yararı” kararı uygulamada, kamuoyunu yanıltma kararına dönüşmüştür. “Kamu yararı” yerine şirketlerin yararını önceler hale gelen bu uygulama derhal kaldırılmalıdır. Enerji, madencilik ve diğer alanlarda yapılacak olan projelerle ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme raporları bilimsel olmaktan uzak, sadece proje tanıtımı, envanter tespiti ile proje sahibinin taahhütlerinden oluşan bir kopyala yapıştır
metinler manzumesi olarak hazırlanmaktadır.”
Ege kıyı bölgesinde, zeytin tarımına özel iklim koşullarının hakim olduğu arazi varlığı,
alternatif alan olmadığından korunmak zorunda olduğunu hatırlatan Halil Coşkun, asırlık
zeytinliklerin belli şirketlerin kârı için taşınmaya çalışılmasının ya da şekilsel yeni zeytinlik
dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklamasının bulunmadığını ve kabul edilemez
olduğunu söyledi.
Zeytinin, sonsuzluk ağacı olduğunu haykıran Halil Coşkun, “ Birçok medeniyet için kutsaldır,
bereketin, barışın simgesi, birlikte yaşamanın tutkalıdır zeytin ağacı. Nazım’ın dediği gibi
yani… “yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin
dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme
inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından,” diyerek konuşmasını tamamladı.
Yüzlerce zeytin fidanının dağıtımının da yapıldığı etkinlikte kalabalığa seslenen ve tepkisini
dile getiren Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Mübadele öncesi ve sonrasında bu
topraklarda zeytin ağacı, zeytin ve zeytinyağı her zaman var olmuştur, biz bu emaneti
atalarımızdan nasıl aldıysak, gelecekteki kuşaklara da öyle teslim edeceğiz. Hatta üzerine yeni zeytin fidanları dikerek, iki milyon olan zeytin ağacı sayımızı üç milyona, beş milyona
çıkararak yeni zeytinlik alanları yaratarak Zeytinin başkenti Ayvalık olarak örnek
gösterileceğiz. Bunu sizlerle geçimini zeytinden zeytinyağından sağlayan üreticilerle el ele
kol kola birlikten güç doğar sloganıyla gerçekleştireceğiz” dedi. Zeytinliklerin gece yarısı sessizce çıkarılan yönetmeliklerle yok edilmesine el birliğiyle karşı çıkacaklarını vurgulayan Başkan Ergin, üreticinin, ekmeği, aşı ve geçim kaynakları olan zeytinlikleri üç beş maden çetesine teslim etmeyeceklerini söyledi. Dünyada zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasını mümkün kılan tek ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Belediye Başkanı Mesut Ergin, buna izin vermeyeceklerini belirtti. Başkan Ergin konuşmasını şöyle sürdürdü.
Zeytin Ayvalık mutfağında başroldedir
Bin yaşında bir anıt zeytin ağacı bin yıldır meyve veriyor. Şu an başlayıp bin yıl devam
edeceğiniz başka bir hayat var mı dünya üzerinde. Zeytin sadece bir ağaç değil, nesillerden
nesillere aktarılan bir kültür mirasıdır. Zeytin Ayvalık mutfağında her zaman başroldedir.
Ayvalık’ta her evin girişinde “hayat altında” mutlaka bir zeytinyağı küpü olur. O bizim
çocukluğumuzun kokusudur. Sadece koku değil bir hayatın bir kültürün sembolüdür. Hatırası ve heyecanıdır. Zeytin bir yıl var bir yıl yoktur, bunların hepsi kültürün birer parçasıdır.Zeytini katletmek, bir kültürü bir medeniyeti katletmektir. Sadece on yıl boyunca çalışıp doğayı talan edecek, insanlığa ve tüm yaşama zarar verecek bir maden için zeytinliklerimiziböyle bir bereketi feda edemeyiz buna kimsenin hakkı yok. Zeytinlik, olduğu ortamda zeytinliktir. Zeytinliği taşıyacağınız yer yoktur. Varsa zaten orası da zeytinlik yapılmıştır.
Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok
açıktır. Asırlık zeytin kesildikten sonra rehabilite edileceği taahhüdünün gerçekle bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır. Zeytin bulunduğu yerdeki köylünün, çiftçinin, çevre halkının geçim kaynağıdır. Köylüler zeytin geliri ile çocuklarını okutur, evlendirir. Ülkemizdeki yüz binlerce çiftçinin yaşamı yalnızca zeytine bağlıdır. Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle Danıştaya Anayasamızın koruma kalkanına rağmen çıkarılan yönetmelik için yürütmeyi durdurma ve iptal davamızı açtık sonuna kadar da hep birlikte takipçisi olacağız.
Yapılan düzenleme kanuna aykırı
Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun da konuşmasında bakanlığın aldığı kararın
kaldırılacağı güne kadar tepkilerini sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Daha önce yedi
kez denenip, yükselen toplumsal tepki ile geri çekilen, zeytinliklerin imara açılması
düzenlemelerinin, bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, bir başka amaçla;
ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak gerekçe gösterilerek yeniden gündeme getirilmesinin
kabul edilmez olduğunu ifade eden Coşkun, “Çevre Kanunu’nda belirtilen ikinci maddenin
açıklamasında; faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre
kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişilerin
tarifi yapılmıştır. Dünyada birçok ülke, iklim ve gıda krizi ile mücadele için elektrik
ihtiyacının karşılanmasında kömür yakıtlı termik santralleri terk edip, yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelirken, ülkemizde tarım, orman, mera ve zeytinlik araziler taş ve maden
ocaklarıyla tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile Zeytinlikleri
yasa dışı yollarla tahrip etmekte ve el koymakta olan madencilik sektörünün hukuksuz
müdahalelerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmaktadır” dedi.
Kamu yararı lafı beylik gerekçe “Kamu yararına kim hangi bilimsel verilere dayanarak karar vermektedir?” diyerek tepkisini dile getiren Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, şöyle konuştu: “Kent Konseyi Gelecek nesillerin “yararı” nasıl dikkate alınacaktır? Oldukça muğlak olan “Kamu yararı” kavramı doğal alanların ve tarım arazilerinin, zeytinliklerin amacı dışına çıkarılmasında son yıllarda sıkça kullanılan fakat halkta karşılığı olmayan beylik
gerekçelerdendir. İklim krizine neden olan, karbon emisyonunu artıran fosil yakıt üretimi için, yaprak dökmediğinden neredeyse tüm yıl boyunca oksijen yayan asırlık zeytin ağaçlarının nakledilmesi, kuruma riskini ve birkaç yıl verim alamamayı birlikte getirecektir. Tarım,orman ve mera arazilerinin, zeytinliklerin tarım dışına çıkarılmasında artık bir araç haline gelmiş olan “Kamu Yararı” kararı uygulamada, kamuoyunu yanıltma kararına dönüşmüştür. “Kamu yararı” yerine şirketlerin yararını önceler hale gelen bu uygulama derhal kaldırılmalıdır. Enerji, madencilik ve diğer alanlarda yapılacak olan projelerle ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme raporları bilimsel olmaktan uzak, sadece proje tanıtımı, envanter tespiti ile proje sahibinin taahhütlerinden oluşan bir kopyala yapıştır
metinler manzumesi olarak hazırlanmaktadır.”
Ege kıyı bölgesinde, zeytin tarımına özel iklim koşullarının hakim olduğu arazi varlığı,
alternatif alan olmadığından korunmak zorunda olduğunu hatırlatan Halil Coşkun, asırlık
zeytinliklerin belli şirketlerin kârı için taşınmaya çalışılmasının ya da şekilsel yeni zeytinlik
dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklamasının bulunmadığını ve kabul edilemez
olduğunu söyledi.
Zeytinin, sonsuzluk ağacı olduğunu haykıran Halil Coşkun, “ Birçok medeniyet için kutsaldır,
bereketin, barışın simgesi, birlikte yaşamanın tutkalıdır zeytin ağacı. Nazım’ın dediği gibi
yani… “yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin
dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme
inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından,” diyerek konuşmasını tamamladı.
FACEBOOK YORUMLAR