Besinlerin Kanser Riski Üzerindeki 5 Etkisi
Dünyada yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda diyet ve kanser arasında kuvvetli bir ilişki olduğu görüldü. Peki besinlerin kanser riski üzerindeki etkileri nelerdir?Liv Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Duygu Derin beslenme ve kanser ilişkisini anlattı.
08 Ocak 2024 - 13:20
1- Aşırı et tüketimi
Batı tarzı beslenmede yağ oranı yüksek hayvansal proteinli gıda ile beslenme ön plandadır ve lifli gıda tüketimi azdır. Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın barsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülür. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı biliniyor. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.
Düzenli olarak her gün tüketilen 100 gram etin kalın bağırsak-rektum kanseri riskini yüzde 29, 50 gram şarküteri ürününün ise riski yüzde 21 artırdığı görülmüştür.
2- Posalı gıda ile beslenme
Sebze, meyve, tahıl ve kuru baklagiller tanelerinin dış kısmında posalı maddeler bulunur. Bu gıdalar posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin önlenmesinde etkindir. Bol sebze ve meyve ve diğer posalı gıda ile beslenme kolorektal kanser oluşumunu yüzde 20 - 40 oranında azaltır.
Sebze ve meyveler hem posa oluşturarak bağırsak kanseri için, hem de içerdiği vitaminlerin antioksidan özellikleriyle tüm kanserlerden korunmak için faydalıdır. En çok A,C,D ve E vitaminin antioksidan özelliği ön plana çıkarlar. Antioksidanlarla ilgili laboratuvar ve hayvan çalışmaları umut verici olmakla beraber insan çalışmalarının sonuçları çelişkilidir. Bu konuyla ilgili araştırmalar sürüyor.
3- İşlenmiş et ve konserve tüketimi
Tütsülenmiş balık ve et yüksek tuz içiren gıda(salamura) nitrit içeren işlenmiş et ve konserve tüketilen toplumlarda mide kanseri sıklığı belirgin olarak yüksektir. Buna en iyi örnek Japonya’dır. Dünyada mide kanserinin en sık olduğu ülke olan Japonya’dan başka ülkelere giden göçmenlerde on yıllar içinde mide kanseri sıklığı azalır ve yerleştikleri ülkedeki mide kanseri sıklığına geriler.
4- Alkol ve sigara kullanımı
Son araştırmalar Batılı toplumlarda erkeklerde kanserlerin yaklaşık yüzde 10.8’inin, kadınlarda yüzde 4.5’inin alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Risk, alkol türüne göre değil, günde içilen alkol miktarına göre artıyor. Sigara ve tütün kullanımından sonra, erkeklerde en fazla kansere yol açan neden, yeterince sebze ve meyve yememeleri; kadınlardaysa şişmanlıktır.
5 -Haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksek aktivite
Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum endometriyum ve yemek borusu kanseri obezlerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yapılan araştırmalarda haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksel faaliyetin, kalın barsak, meme ve rahim kanseri riskini, meyve sebze tüketiminin artırılmasının ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, akciğer ve mide kanseri riskini azalttığı vurgulanıyor, Akdeniz tarzı diyet öneriliyor.
Batı tarzı beslenmede yağ oranı yüksek hayvansal proteinli gıda ile beslenme ön plandadır ve lifli gıda tüketimi azdır. Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın barsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülür. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı biliniyor. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.
Düzenli olarak her gün tüketilen 100 gram etin kalın bağırsak-rektum kanseri riskini yüzde 29, 50 gram şarküteri ürününün ise riski yüzde 21 artırdığı görülmüştür.
2- Posalı gıda ile beslenme
Sebze, meyve, tahıl ve kuru baklagiller tanelerinin dış kısmında posalı maddeler bulunur. Bu gıdalar posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin önlenmesinde etkindir. Bol sebze ve meyve ve diğer posalı gıda ile beslenme kolorektal kanser oluşumunu yüzde 20 - 40 oranında azaltır.
Sebze ve meyveler hem posa oluşturarak bağırsak kanseri için, hem de içerdiği vitaminlerin antioksidan özellikleriyle tüm kanserlerden korunmak için faydalıdır. En çok A,C,D ve E vitaminin antioksidan özelliği ön plana çıkarlar. Antioksidanlarla ilgili laboratuvar ve hayvan çalışmaları umut verici olmakla beraber insan çalışmalarının sonuçları çelişkilidir. Bu konuyla ilgili araştırmalar sürüyor.
3- İşlenmiş et ve konserve tüketimi
Tütsülenmiş balık ve et yüksek tuz içiren gıda(salamura) nitrit içeren işlenmiş et ve konserve tüketilen toplumlarda mide kanseri sıklığı belirgin olarak yüksektir. Buna en iyi örnek Japonya’dır. Dünyada mide kanserinin en sık olduğu ülke olan Japonya’dan başka ülkelere giden göçmenlerde on yıllar içinde mide kanseri sıklığı azalır ve yerleştikleri ülkedeki mide kanseri sıklığına geriler.
4- Alkol ve sigara kullanımı
Son araştırmalar Batılı toplumlarda erkeklerde kanserlerin yaklaşık yüzde 10.8’inin, kadınlarda yüzde 4.5’inin alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Risk, alkol türüne göre değil, günde içilen alkol miktarına göre artıyor. Sigara ve tütün kullanımından sonra, erkeklerde en fazla kansere yol açan neden, yeterince sebze ve meyve yememeleri; kadınlardaysa şişmanlıktır.
5 -Haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksek aktivite
Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum endometriyum ve yemek borusu kanseri obezlerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yapılan araştırmalarda haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksel faaliyetin, kalın barsak, meme ve rahim kanseri riskini, meyve sebze tüketiminin artırılmasının ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, akciğer ve mide kanseri riskini azalttığı vurgulanıyor, Akdeniz tarzı diyet öneriliyor.
FACEBOOK YORUMLAR