"Küresel resesyon, Türkiye büyümesini de etkileyecek"
Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) tarafından her yıl yapılan ekonomik değerlendirme ve beklentiler toplantısında küresel resesyona dikkat çekildi. ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget, “başta ABD olmak üzere gelişmiş ekonomilerdeki sıkı para politikası resesyona sebep olacak, bu da bizi doğrudan etkileyecektir” dedi.
16 Ocak 2023 - 10:06
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, açılış konuşmasında ekonomiye dair görüşlerini paylaşırken, ESİAD Ekonomik Gözlem Grubu katkılarıyla hazırlanan “2022 değerlendirmesi ve 2023 beklentileri”ne dair sunumu ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget yaptı.
Toplantıya katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kısa konuşmasında, iş dünyası ve çalışan kesim ile her platformda yakın temas içinde olmaya özen gösterdiğini söyledi. Bilimsel verilerle yapılan projeksiyonların geleceği doğru tahlil etme adına faydalı olduğunu söyleyen Soyer, ESİAD’a çalışması için teşekkür etti.
Zorlu: Güven yeniden tesis edilmeli
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e katılımı için teşekkür edip, ekonomiye ilişkin görüşlerini paylaştı. Türkiye’de çok yoğun ve hızla değişen gündemin söz konusu olduğunu söyleyen Zorlu, “siyasi gerilimlerin yanı sıra izlenen ekonomi politikaları iş dünyamızı derinden etkiliyor. 2022 hafızalarımızda ekonomik açıdan zorlu bir yıl olarak yerini aldı” dedi. Öngörülebilirlikten uzak uygulamaların Türk ekonomisine güven sorunu yarattığını vurgulayan Sibel Zorlu, “küresel gerçeklerle uyumlu olmayan kısa vadeli adımlar bizi bu günlere getirdi. 2022 yılında iyi bir turizm sezonu yaşadık. Turizm gelirleri arttı. Birçok soruna rağmen sanayi üretimimiz hız kesmeden devam etti. Bunlar 2022 yılının pozitif yanları oldu” diye konuştu.
Yüksek enflasyonun tüm ülkenin ortak sorunu haline geldiğini hatırlatan Sibel Zorlu, “sanayicilerimizin yüksek döviz kuruyla gerekli hammaddeyi ve ara malları temin etmeye çalışırken yüksek enerji fiyatları üretim maliyetlerini daha da yükseltti. Finansmana erişimdeki zorluklar bir diğer önemli konu. Bütün bunlara rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler ekonomik sorunların önüne geçmiş durumda. Fakat mevcut tablo, seçimlerden sonra en önemli gündem maddemizin ekonomi olacağını gösteriyor” dedi. Beklentilerinin güvenin yeniden tesis edilmesi olduğunu söyleyen Zorlu, “ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomiye kavuşmasını istiyoruz. Bunun için öncelikle kurumsal ve düzenleyici ortamın güçlendirilmesi gerekiyor. Öngörülebilirlik ve şeffaflığın sağlanması şart. Devletin tüm işlemlerinde hukukun üstünlüğünün tam olarak tesis edildiği, çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği bir Türkiye ekonomik olarak da güçlenecektir” diye konuştu.
Bilget: 2023 risklerinin başında resesyon geliyor
ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget sunumuna 2022 yılı değerlendirmesi yaparak başladı. Zorlu bir yılı geride bıraktıklarını, 2023 yılının da pek kolay geçmeyeceğini söyleyen Bilget, küresel ekonomideki resesyona dikkat çekti. Başta ABD olmak üzere yüksek enflasyonla mücadelenin sıkı para politikalarıyla devam ettiğini vurgulayan Bilget, “sıkı para politikalarının sonucu istihdamda azalma, büyümede yavaşlama, ekonomide durgunluk oluyor. Resesyonun başta AB ve ABD olmak üzere tüm dünyada görüleceği bir dönemde Türkiye’nin de bundan etkilenmemesi söz konusu olamaz” dedi.
2023 yılında oluşabilecek riskleri sıralayan Muhittin Bilget, küresel anlamda en önemli riskler arasında dünya ekonomisindeki yavaşlama beklentisine değindi. Enflasyon nedeniyle FED ile ECB’nin faiz artırımıyla sıkılaştırmaya devam etmesinin de bir risk olduğunu hatırlatan Bilget, “enerji darboğazı ve enerji fiyatlarındaki artışın devamı, Çin’in sıfır vaka politikası ve tedarik zincirlerindeki aksamalar, parite riski ve sınırda karbon vergisi diğer küresel riskleri oluşturuyor” dedi.
Türkiye için de riskleri vurgulayan Bilget, “reel sektördeki yüksek borçluluk ve bağlantılı olarak finansmana erişim, seçim süreci ve öngörülebilirlik, kuraklık, tarımsal rekoltede azalış, su kaynaklarının verimli kullanımı, maliyetlerdeki artışların fiyatlara yansıtılamaması, işsizlik, enflasyon, cari açık, dış borç ve sınırda karbon vergisine uyum Türkiye için risk konuları arasında yer alıyor” diye konuştu.
“Büyüme yüzde 3, seçim sonrasına dikkat”
Türkiye’nin büyüme performansının yüzde 5’in altına düşmemesi gerektiğini vurgulayan Muhittin Bilget, “bizim gibi yüzde 1’in üzerinde nüfus artışı olan ülkeler, ancak yüzde 5’in üzerinde büyüme ile ilerleme kaydedebilir. Öte yandan uluslararası kuruluşların 2023 yılı için Türkiye’nin büyüme beklentisi yüzde 3 seviyesinde. Bu anlamda yüzde 3’lük büyümeyle var olan işsizlik gibi problemleri çözmemiz mümkün değil” dedi.
Pandemiden sonra sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payının arttığını vurgulayan Bilget, “GSYH içinde tarımın payı da sürekli düşüyor. Tarımın payının yükseltilmesi, hizmetler sektörünün düşmesi gerekiyor. Sağlıklı büyüme için bunu başarmamız gerekiyor” diye konuştu. 2023’ün seçim yılı olduğunu hatırlatan Bilget, “iki parçalı bir yıl bizi bekliyor. Seçime kadar ekonomide daha öngörülebilir bir dönem izlerken, seçimlerden sonra oluşacak tabloya göre ani hareketler görebiliriz. O sebeple seçime kadar firmaların finansal anlamda güçlü kalması önemli” dedi.
Toplantıya katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kısa konuşmasında, iş dünyası ve çalışan kesim ile her platformda yakın temas içinde olmaya özen gösterdiğini söyledi. Bilimsel verilerle yapılan projeksiyonların geleceği doğru tahlil etme adına faydalı olduğunu söyleyen Soyer, ESİAD’a çalışması için teşekkür etti.
Zorlu: Güven yeniden tesis edilmeli
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e katılımı için teşekkür edip, ekonomiye ilişkin görüşlerini paylaştı. Türkiye’de çok yoğun ve hızla değişen gündemin söz konusu olduğunu söyleyen Zorlu, “siyasi gerilimlerin yanı sıra izlenen ekonomi politikaları iş dünyamızı derinden etkiliyor. 2022 hafızalarımızda ekonomik açıdan zorlu bir yıl olarak yerini aldı” dedi. Öngörülebilirlikten uzak uygulamaların Türk ekonomisine güven sorunu yarattığını vurgulayan Sibel Zorlu, “küresel gerçeklerle uyumlu olmayan kısa vadeli adımlar bizi bu günlere getirdi. 2022 yılında iyi bir turizm sezonu yaşadık. Turizm gelirleri arttı. Birçok soruna rağmen sanayi üretimimiz hız kesmeden devam etti. Bunlar 2022 yılının pozitif yanları oldu” diye konuştu.
Yüksek enflasyonun tüm ülkenin ortak sorunu haline geldiğini hatırlatan Sibel Zorlu, “sanayicilerimizin yüksek döviz kuruyla gerekli hammaddeyi ve ara malları temin etmeye çalışırken yüksek enerji fiyatları üretim maliyetlerini daha da yükseltti. Finansmana erişimdeki zorluklar bir diğer önemli konu. Bütün bunlara rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler ekonomik sorunların önüne geçmiş durumda. Fakat mevcut tablo, seçimlerden sonra en önemli gündem maddemizin ekonomi olacağını gösteriyor” dedi. Beklentilerinin güvenin yeniden tesis edilmesi olduğunu söyleyen Zorlu, “ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomiye kavuşmasını istiyoruz. Bunun için öncelikle kurumsal ve düzenleyici ortamın güçlendirilmesi gerekiyor. Öngörülebilirlik ve şeffaflığın sağlanması şart. Devletin tüm işlemlerinde hukukun üstünlüğünün tam olarak tesis edildiği, çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği bir Türkiye ekonomik olarak da güçlenecektir” diye konuştu.
Bilget: 2023 risklerinin başında resesyon geliyor
ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget sunumuna 2022 yılı değerlendirmesi yaparak başladı. Zorlu bir yılı geride bıraktıklarını, 2023 yılının da pek kolay geçmeyeceğini söyleyen Bilget, küresel ekonomideki resesyona dikkat çekti. Başta ABD olmak üzere yüksek enflasyonla mücadelenin sıkı para politikalarıyla devam ettiğini vurgulayan Bilget, “sıkı para politikalarının sonucu istihdamda azalma, büyümede yavaşlama, ekonomide durgunluk oluyor. Resesyonun başta AB ve ABD olmak üzere tüm dünyada görüleceği bir dönemde Türkiye’nin de bundan etkilenmemesi söz konusu olamaz” dedi.
2023 yılında oluşabilecek riskleri sıralayan Muhittin Bilget, küresel anlamda en önemli riskler arasında dünya ekonomisindeki yavaşlama beklentisine değindi. Enflasyon nedeniyle FED ile ECB’nin faiz artırımıyla sıkılaştırmaya devam etmesinin de bir risk olduğunu hatırlatan Bilget, “enerji darboğazı ve enerji fiyatlarındaki artışın devamı, Çin’in sıfır vaka politikası ve tedarik zincirlerindeki aksamalar, parite riski ve sınırda karbon vergisi diğer küresel riskleri oluşturuyor” dedi.
Türkiye için de riskleri vurgulayan Bilget, “reel sektördeki yüksek borçluluk ve bağlantılı olarak finansmana erişim, seçim süreci ve öngörülebilirlik, kuraklık, tarımsal rekoltede azalış, su kaynaklarının verimli kullanımı, maliyetlerdeki artışların fiyatlara yansıtılamaması, işsizlik, enflasyon, cari açık, dış borç ve sınırda karbon vergisine uyum Türkiye için risk konuları arasında yer alıyor” diye konuştu.
“Büyüme yüzde 3, seçim sonrasına dikkat”
Türkiye’nin büyüme performansının yüzde 5’in altına düşmemesi gerektiğini vurgulayan Muhittin Bilget, “bizim gibi yüzde 1’in üzerinde nüfus artışı olan ülkeler, ancak yüzde 5’in üzerinde büyüme ile ilerleme kaydedebilir. Öte yandan uluslararası kuruluşların 2023 yılı için Türkiye’nin büyüme beklentisi yüzde 3 seviyesinde. Bu anlamda yüzde 3’lük büyümeyle var olan işsizlik gibi problemleri çözmemiz mümkün değil” dedi.
Pandemiden sonra sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payının arttığını vurgulayan Bilget, “GSYH içinde tarımın payı da sürekli düşüyor. Tarımın payının yükseltilmesi, hizmetler sektörünün düşmesi gerekiyor. Sağlıklı büyüme için bunu başarmamız gerekiyor” diye konuştu. 2023’ün seçim yılı olduğunu hatırlatan Bilget, “iki parçalı bir yıl bizi bekliyor. Seçime kadar ekonomide daha öngörülebilir bir dönem izlerken, seçimlerden sonra oluşacak tabloya göre ani hareketler görebiliriz. O sebeple seçime kadar firmaların finansal anlamda güçlü kalması önemli” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR