Ozon Tedavisi ile Bağışıklığınızı Güçlendirin
1900’lü yılların başından itibaren Avrupa’da diyabet, grip hastalığı tedavisinde kullanılmaya başlanan ozon, 1. Dünya Savaşı’nda kangren ve savaş yaralarını iyileştirmeyi başardı. Ozonun tedavideki yeri yıllar içinde ilerledi ve birçok hastalığın tedavisinde tamamlayıcı olarak yerini aldı. Tıbbi ozonun bakteri, mantar öldürme ve virüs gelişimine engel olma özellikleri olduğu biliniyor.
02 Ağustos 2020 - 15:17
Enfekte yaralar, bakteri ve virüs kaynaklı hastalıklarda yaygın olarak kullanılıyor. Bağışıklık sistemini yeniden aktive eden ozon, vücutta yeniden canlandırma ve yenilenme etkisi yaratıyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’den Uzman Doktor Gülten Tan Aksoy, ozon tedavisinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini belirterek “Dışarıya kapalı bir sistem içinde damar yolu ile vücuda verilen ozon sayesinde; kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesi artar, vücudun uç kısımlarına da oksijen taşınır. Birçok kronik hastalığın nedenlerinden olan oksijensizlik geçer, antioksidan etki ortaya çıkmış olur. Bizim tedavide asıl istediğimiz, oksijen miktarını vücudun her yerine ulaştırmaya çalışmak. Yani ozon aslında damar çeperini iyileştiriyor ve mikro dolaşım dediğimiz uç yerlerde dolaşımı düzenliyor. Böylelikle kan her yere eşit dağılıyor. Hasarlı bölgede dolaşımı düzenlediğiniz zaman, hücre yenilenir, hastalıklar bulaşmaz, immün sisteminiz artar ve sağlıklı olursunuz. Tedavinin temeli buna dayanıyor.” diye konuştu.
Dr. Tan Aksoy, “Kanserle savaşta; bağışıklığı güçlendirmesi ve vücudun genel direncine olumlu katkısından yararlanılır. Migren gibi dolaşım bozuklukları ile ilgili hastalıklarda, alerjik hastalıklar, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar, bağırsak hastalıkları, karaciğer hastalıkları, cilt hastalıkları ve viral hastalıkların tedavisi başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde ozon tedavisinden yararlanıyoruz.” dedi. Uzm. Dr. Gülten Tan Aksoy, “Ağrısı olan hastaların ağrı tedavilerinde, bel ve boyun fıtıklarında, lokal enjeksiyonlarda, eklem hastalıklarda, romatizmal hastalıklarda da uygulanabilir. Parkinsonun erken dönemlerinde, sedef gibi cilt hastalıklarında, MS gibi nörolojik hastalıklarda da kullanılıyor. Ozon tedavisinin çok geniş bir alanı var.” diye konuştu.
Ozon Yaşlanmayı Geciktiriyor
Sağlıklı bireylerde de yaşlanmayı geciktirici, sağlıklı yaşlanmayı sağlayan bir tedavi olarak uygulandığını söyleyen Uzm. Dr. Aksoy Tan, “Ozon tedavisiyle hücre ve dokular oksijenlenir, hücre yenilenmesi sağlanır, bedenin antioksidan kapasitesi arttırılarak serbest radikaller bertaraf edilir. Ozon tedavisi bedeni modern yaşamın yan etkilerinden korur. Hava kirliliği, kronik stres ve kronik yorgunluk, sağlıksız beslenme, hareketsizlik gibi nedenlerle oluşan asit-alkali dengesi bozukluğuna, toksin birikimine karşı önemli bir “temizlik” ajanıdır. Hastalıklardan korunmak için, kışa girerken gripten, solunum enfeksiyonlarından korunmak için ve sabahları daha enerjik uyanmak için ozon tedavisi kullanılabilir” dedi.
Nasıl Uygulanır?
Ozon tedavisinin uygulamasında çeşitli yöntemlerin olduğunu söyleyen Tan Aksoy “Öncelikle damardan uygulanan şekli var. Biz buna majör uygulama diyoruz. Kapalı bir sistem içerisinde özel bir ekipmanla kişinin yaklaşık 100 cc kadar kanını alıyoruz. Ozon jeneratöründen çıkan ozon gazıyla birleştirerek o kişiye geri veriyoruz. Major uygulamanın diğer uygulama şekli de yine damar yolu ile serum fizyolojik içine ozon gazı verilmesidir. Bu yöntemde hastadan kan alınmaz, damar yolundan ozonlanmış serum verilir. Minör uygulama ise majör uygulamaya destek veren kas içi enjeksiyon şeklinde yapılır. Ozon tedavisinin ayrıca lokal enjeksiyon şeklinde eklem ve tendon içine uygulamaları da vardır. Enfekte yaralarda torba içinde ozon gazı uygulaması yapılır.
Ozon Tedavisi Mutlaka Uzman Tarafından Yapılmalı
Tedavinin bir uzman tarafından uygulanması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Gülten Tan Aksoy “Ozon tedavisi, Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikasyon programını tamamlayan hekimler tarafından uygulanmalıdır. Gebelere özellikle ilk üç aylarında tavsiye etmiyoruz. Çünkü bu konuda yapılan çalışma çok az. Türkiye’de de çok az görülen Glukoz 6 - fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği olan bakla yiyemeyen hastalarla, bazı kanama bozukluklarında ve kan kanserlerinde yapılması uygun değil. Onun dışında her türlü hastaya yapılabilir. Şeker hastalarında sonuçları çok iyi. Diyabet hastalarında insülin direncini koruyor, insülin üreten hücrelerin potansiyelini arttırıyor. Bu kan şekerinin düzenlenmesine neden olur. Ancak unutmamak gerekir ki ozon tedavisi alternatif tedavi değil tamamlayıcı tedavidir.” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR